Herkese merhaba, geldik.
17.08.2008 tarihi itibari ile saat 21:45 suların da Harem'e ayak bastık. Çok uzun ve sıkıntılı bir yolculuk yaşadık oğlumla beraber.... Dönüşüm normal şartlar da benim plandığım tarih itibari ile aslında 21 ağustos ya da 22 ağustos olacaktı ama oğlumun evimize gidelim artık, ben eve gitmek istiyorum cümleleri beni pazar günü bilet almaya zorladı ve ani bir kararla ogün döndük. İyi de oldu aslında ancak bu gün çamaşır ve ütü ve yerleştirme işlerini bitirdim.
Önümüzdeki 3 gün de bana dinlenme için kaldı.. Pazartesi Full enerji ile başlarım artık işe. çok zor gelecek ama napalım mecburi hizmet :D
baba oğul hasret giderdikleri için bende geldiğim de çok rahat ettim. işlerimi çok rahat yaptım şu anda da beraber bez bebeği seyrediyorlar bende burdayım işte..
resim maalesef yok ya çok fazla yer gezemedim. deniz memleketine gitmeme rağmem değil denize gitmek parmağımı bile sokamadım. Beyaz peynir gibi dolaşıyorum ortalıklar da hala..
Bronloştırıcı krem alıp süreyim de biraz rengim değişsin bari diyorum eşime olsun senin ayrıcalığın olsun herkes çikolata gibi sende peynir olarak dolaş diye dalga geçiyor benle..
teyzemle sabah kahvaltılarına çok alışmıştım geldiğimden beri doğru düzgün kahvaltı edemedim. İnsan tek başına bişey yemek istemiyor.. Nesibeciğim teyzeme söyle eren sürekli teyze anne ile dedesini sayıklayıp duruyor bide parkla çay ocağını tabii..haa birde havai fişekleri bekliyor akşamları düğün ne zaman başlayacak diye soruyor :D
Teyzemlerin orda hergün düğün oluyor gelin damat sahneye çıkınca havai fişek atıyorlarmış oğlum da sesinden çok korkuyor (erkek olacak bide ama herşey de çok korkuyor maalesef) havai fişekler atılmaya başlayınca nereye kaçağını şaşırıyordu. Eeee memleketimin insanı zengin, şaşalı şeyleri seviyor insancıklar..
Kızlar tatilde balkonda oturup çekirdek çıtlatıp geleni geçeni seyrettim. akşamları havai fişek gösterisi seyretip boş vaktimi çocuk parkında kaydırak etrafında oğluşumu tehlikeden korumaya çalıştım. İşte benim tatilim. Ne havuz ne kumsal ne de şemsiye varr :( çekirdek, balkon ve çocuk parkından ibaret oldu bu sene napalım bu sene de böyle olsun artık. Seneye Allah kerim dimi ama.
Bu gün fatura yatırmak için kadıköye gittim aman Allhım bu ne sıcak resmen saunaya girmiş gibi oldum. Neyse ben faturaları ablam da ödemelerini yaptı. napalım diye düşünürken kendimizi birden kozyatağın daki perşembe pazarın da bulduk. orayı da bi alt üst ettik ben 3,5 YTL'ye bir tşört aldım o da 2 tane şort aldı 2 simit aldık eve pestilimiz çıkmış şekilde döndük. birde ordan eve kadar yürüdük bu sıcakta zorumuz neydi bilmiyorum ama yaptık işte böyle bir salaklık..
bir de güzel karnımızı doyurduk menü de erişte makarnası ve yoğurttan ibaret idi ..
Yani bu gün alakasız şeyler yapmak benim için bir görev haline geldi herhalde.
Hee bu arada kocacığıma süpriz yapıp TV aldım. niyetim recevıer almaktı ama ben LCD ekran TV alıp gelip Allahtan adam da kalp falan yok gayet normal karşıladı öderiz napalım almışsın bir kere dedi ama ben ona söyleyene kadar göbeğim çatladı tabii.
İşte böyle sıcakta yazmak sanki ızdırap geliyor sanırım böyle giderse bilgisayarı da taşınır bilgisayar yapıp onu da yenileyeceğim adamceğiz sonra beni ne haline getirir tabii bilemiyorumm. :D
İşte böyle kızlar emin olun bende sizi çok özlüyorum en kısa zaman da ziyaretinize geleceğim.
Fotograf kısmı için üzgünüm tekrar görüşmek üzere..
Perşembe, Ağustos 21, 2008
Artık İstanbul'dayım
Gönderen neseileberaber zaman: Perşembe, Ağustos 21, 2008 12 yorum
Etiketler: dönüş, hayattan, memleketim, oğlum, tatil
Perşembe, Ağustos 07, 2008
çokk özledimmm
Uzun zamandan sonra evde bilgisayarın başına oturmak için zaman bulabildim. (makine de çamaşır yıkanıyor yani zaman bundan ibaret.) 3 haftadır fabrika tatili dolayısıyla hummalı bir çalışma temposundaydım. Çok şükür bu cuma son, pazartesi itibari ile sabah erkenden kalkmayacağım. özledim keyifli ve uzun kahvaltıları yapacağım inşallah.
Bu arada 10 gündür oğlum dan ayrıyım nasıl özledim, nasıl burnum da tütüyor anlatamam. İş den geldiğimiz de kucaklaşmamız, beni saatlerce öpmesi, sabahları ağlayarak ayrılmamız.. Sabah kalktığım da uyku sersemi bir sağa bir sola bakınıyorum sanki evdeymiş gibi. Kuzucuğum.
Kocaman oldum ben diyordu. Evet temmuzun 13 onun doğum günüydü.. bu seneki doğum gününden hem ben hemde kendisi çok keyif aldı. Doğum günü olduğunu biliyordu. Özellikle pastasını çok beğendi. Teyzesine trenli pasta yapmış. Mumları söndürürüp söndürüp yeniden yaktık.o zaman çok sevinçliydik ama pastamız kesildiği zaman çok ağladık trenimiz bozuldu diye.
Anlatacak o kadar çok şey birikti ki ama cümleleri kurmakta zorlanıyorum. Oğlumun hasretimi yoksa benim uykusuzluğum mu bu anlamadım.
sanıyorum tatildeyken de bişey yazamam hadta sonu da eksikleri tamamamaktan fırsat bulamam herhalde.
Kimbilir bir gidiyim bakalım, dinleneyim benlki dönüşüm muhteşem olur...
Gönderen neseileberaber zaman: Perşembe, Ağustos 07, 2008 8 yorum