Çarşamba, Ocak 30, 2008

TÜKODER’DE “SABİT ÜCRET” YOĞUNLUĞU

Gelen 2.ci maili aynen yayınlıyorum....


13 Ocak 2008
Tüketiciyi Koruma Derneği Beykoz Şubesi’nde bir süredir Türk Telekom’un abonelerinden her ay “sabit ücret” adı altında aldığı sabit bedelin iptali amacıyla süren yoğun bir hareketlilik var.
Beykozlu Salim Yılmaz’ın başlattığı yargı sürecinde son sözü söyleyen Danıştay 10. Dairesinin 2000/1522 sayılı kararını dayanak noktası olarak alan TÜKODER Beykoz Şubesi, “Telekom’un hiçbir hizmet vermeden ‘sabit ücret’ adı altında keyfi olarak her ay yaklaşık 19 milyon aboneden ortalama KDV ve Özel İletişim de ilave edildiğinde 15 YTL, (bir ayda; 15 YTLx19 milyon abone=285 milyon YTL; bir yılda ise 3.420 milyon YTL) haksız kazanç sağlaması”nı “ayıplı hizmet” olarak niteleyerek tüketicilere çağrı yaptı. TÜKODER’de başvuru dilekçelerini dolduran tüketicilerin sabit ücretlerinin 2004 yılından itibaren hesaplanan yasal faizleriyle geri alınabildiğini söyleyen TÜKODER Beykoz Şube yetkilileri, başvuruların artmasında bunun önemli bir etken haline geldiğini belirtiyorlar.
Halen Beykoz Belediyesi Kültür Merkezinin 2. katında faaliyet yürüten TÜKODER Beykoz Şube Başkanı Mimar Aysel Can Ekşi TÜKODER’in “Evrensel Tüketici Hakları’nın korunması, geliştirilmesi ve tüketicilerin kendilerini koruyabilmeleri için gerekli bilinç ve örgütlülük düzeyine ulaşmak amacıyla çalışan bağımsız ve kamu yararına çalışan bir dernek” olduğunu belirterek, tüketici sorunlarının yasal yoldan çözümlenmesine yardımcı olmakta ve tüketici şikayetlerinin Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri ile yargı organlarına intikalini sağladığını söyledi. TÜKODER olarak tüketici haklarının ihlallerine karşı kampanyalar yaptıklarını, davalar açtıklarını ve yasal mercilere başvurularda bulunduklarını söyleyen Aysel Can Ekşi ayrıca, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereğince oluşturulan konsey ve kurullarda tüketicinin haklarının TÜKODER tarafından temsil edildiğini de belirtti.
TÜKODER Beykoz Şubesi halen, Beykoz Belediyesi Kültür Merkezinin 2. katında bulunan merkezlerinde faaliyetlerine devam ediyor. (Erkan İzci / Bilgi Beykoz)



DİLEKÇE ÖRNEĞİ...

İadeli Taahhütlüdür. ŞBF:………………………..
İHTARNAME

İhtar Edenin

Adı Soyadı :…………………….…………………………………………

Sabit Abone

Telefon No :……………………………………………………………………………….

Adresi :……………………………………………………………………………….

……………………………………………………………………………….

.………………………………………………………………………………

Muhatap :

1- TÜRK TELEKOMÜNİKASYON A.Ş.
Türk Telekomünikasyon A.Ş. Turgut Özal Bulvarı 06103
Aydınlıkevler ANKARA

2- ULAŞTIRMA BAKANLIĞI / ANKARA


Konu: Ayıplı Hizmet
Açıklamalar:

1- ……………tarihli fatura ile tarafımdan istenen……………….YTL “sabit ücret” bedelinin hizmet alanı belirtilmemiştir.

2- Hizmet alanı belirtilmeyen “SABİT ÜCRET” bedeli 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/A Maddesine aykırı olarak fatura edilen bu “SABİT ÜCRET” bedelinin iptal edilerek ve düzeltilerek yeniden fatura edilmesi gerekmektedir.

Sonuç ve İstem:

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/A Maddesine göre tarafıma fatura edilen ……….YTL “SABİT ÜCRET” bedelinin 7 gün içerisinde iptalini ve iptal edilmiş haliyle tarafıma fatura gönderilmesini, geçmiş yıl/yıllara ait yaptığım ödemelerin iadesi için haklarım saklı kalmak kaydıyla takip eden ayları da “SABİT ÜCRET” bedeli adı altında ücret tahakkuk ettirilmeyerek fatura düzenlemelerinin yapılmasını aksi halde gecikmeden doğabilecek maddi ve manevi zararımın tazminiyle birlikte tüm masrafların tarafınızdan karşılanmak üzere yasal yollara başvuracağımı ihtaren bildiririm. …../……/2008

Keşideci
Bu ihtarnamenin bir örneği TÜKODER Tüketiciyi Koruma Derneği’nde kayıtlı bulunmaktadır.
………………………………………………………………Şubesi
Şikâyet Sorumlusu:

Son aya ait faturanın fotokobisi ile birlikte dilekçe hem türk telekom müdürlüğüne hem de tüketici ilçe hakem heyetine başvurulacakmış...

*** Parayı alanlar varmış arkadaşlar. Hesaplar 2004 yılından itibaren başlıyormuş..

HABERE BAK HABERE

Merhaba Arkadaşlar Günün güzel haberi

Mail adresime gelen ilk haber aynen yayınlıyorum.. İstanbul ve Ankara telefonları aranarak bilgi doğrudur.

Telekom Sabit ücretleri geri ödüyormuş.

Aylık 10.YTL 5 yıllık ve bundan sonraki faturalara da yansımayacakmış.Ekte dilekçe örneği mevcut.Bunu doldurup Tüketici Derneğine veriyorsunuz. Bir suretinide Dilekçedeki adrese İADELİ TAAHHÜTLÜ yolluyormuşsunuz.
Ben Tüketici Derneğini aradım kesinlikle dogru bilgi TLF.: 0 212 514 10 92 / 0.312.4179334

VE BİR ŞİİR

UMUTLARIMIZ HİÇ SOLMASIN....

Ben,yalnız geldim dünyaya,Önce sevdayı tanıdım,sonra umutla tanıştık
Bir ben,bir sevdam,bir de umut,
Caddelerde,sokaklarda ve pazar yerlerinde,Hep üçümüz dolaştık.,
Bir ben büyüdüm,bir sevdam,birde umudum büyüdü,Sığmaz olduk,kabımıza,uzadık,
Ah ne günlerimiz geçti,birlikte
Salındıkmı caddelerde,başımız boşSerseri mayın gibiydik,bize çarpan yanardı…
Bazen üçümüz ,altımıza bulutları serip,
Yıldızlar altında,kafaları çekerdikÖnce sevdam sarhoş olurduK
afası bulanır,kaldırımlara sataşırdı,
Bazen fark edilmek ister,öylesine naara atardı
Sesi sokaklara ,duvarlara çarpar,yankılanırdı,
Sevda bu işte biraz anormaldi,bir durulur,bir çağlardı
Ama yaşamayı severdi sevdam,
Konuşmayı,gülmeyi,ağlamayı bile.,
Umut ona göre sakindi
Adımları ağırdı,yürürken biz,umut hep arkada kalırdı
Konuşması bile yavaştı,kelimeler ağzından taneyle çıkardı,
Sevda umuda çatardı,ona kızardı
Aslında bunu da,sevdiğinden yapardı
Çünkü umutsuz sevda,,,,hiçbir zaman yaşayamazdı,
Sevdam,umuduma aşıktıKaçkez yakaladım onları benden gizli öpüşürken
Umudumun yüzü kızarır,sevdam pişkin ya,sırıtırdı
Birgün umut hastalanıp düştü,
Ocağın beşiydi
Ve bir gece yarsıydı,umut öldü.,
Ben ve sevdam,,,umutsuz kaldı,
Sonra umudumun ölümünden,sevdamı suçladılar
Sevda,umuda eksik kaldı dediler
Ve toplayıp,iki karış odaya koydular,
Ben yalnız kaldım,başım eğildi,,
**********************
Bir görüş günüydü sevdamın yüzü güleçti,
Ama kaşlarını çatıp,bana elini uzattı
Ve avucuma bir umut zerresi bıraktı,-
Bu bana umuttan kaldı-büyüyecek bu büyüyecek,bundan yeni bir umut doğacak -
Bunu yağmura ek,-Sonra yeni bir sevda bulacaksınız-
Ve sen,sevda ve umut,yeniden bir arada olacaksınız
Dedi,sevda ve iki karış odasına geri gitti…
O sevda sonra çok yaşamadı,umuda muhtaçtı,
Umutta ,zerresini bırakıp aramızdan ayrılmıştı,
Ben yağmura ekemedim umudu,ve benim odamda iki karıştı,
Ama her yağmur yağdığında,camdan uzanıp,
Avuçlarımla,yağmur taşırım kucağıma,
Bana kalan bir zerre umuda….

Mustafa KÖSEOĞLU

BUNA NE DENİR ŞİMDİ!!!

Lütfen Dikkatli Olalım!!!!

Dün Edacığımın sitesine ziyarete gittiğimde okudum yazıyı ve aynen ekledim.

İnternetten alışveriş artık çok güvenli ve kolay. Son kullanıcılar yani bizler artık internetten alışveriş konusunda güven kazanmaya başladık. Ancak firma yönetimlerinin hala buna hazır olup olamadığı konusunda şüphelerim var.Cumartesi günü http://www.indirimtv.com/ sitesinden bir alışveriş yaptım. Nokia nın yeni ürünü olan N95 8GB ürününden aldım. Normalde İndirimTV de ihale sistemide mevcut ama ben peşin almayı tercih ettim. Size yaşadığım sorunları aktarmak istiyorum ki bu sayede sizde alışveriş yapmadan önce bu tarz sorunlardan haberdar olun. Öncesinde alışveriş esnasında çektiğim ekran görüntülerine da bakabilirsiniz.

Eda bloğunda bu konularda böyle durumlarda ŞikayetVar.com‘a şikayet ederseniz anında firma sahiplerine ulaşıyorlar demiş. Bilmiyordum öğrendim ve eminim benimki bilmeyen bir çok arkadaşım vardır. Aklınız da olsun.

yazının devamı için Mert'in bloğu olan hoş muhabet'e bakabilirsiniz.
Aynı sorunlarla karşılaşmamak için lütfen daha dikkatli olalım..

Salı, Ocak 29, 2008

KADIN ERKEK FARKETMEZ.TÜM ÖZGÜR DOSTLARIMA.....

Özgür Kadın... Kalemine sağlık Bekir Coşkun...

Gerici, özgür kadını istemez.
Cünkü ozgur kadin onun sonudur.
Ozgur kadin kultur demektir.
Ozgur kadin; sanat, resim, edebiyat, kitap,dergi, gazete, heykel, sinema, tiyatro, muzik demektir.Ozgur kadin; akil demektir. Oyle seyh-meyh ucmaz.
Ozgur kadin durusttur.
Seyh ucmadigi zaman zaten 'hani ucmadi. Niye uctu diyecek misim?.' der ozgur kadin.
Ozgur kadin; modern yasamdir. Catal-bicak demektir.
Cagdas kadin icin; insanin karninda zikir edecek Diye her gun bulgur yenilmez.NE de sadece erkegin caninin istedigi bir cuma Gecesi sevismenin kerameti vardir.
Ozgur kadin temizdir. Oyle kirli coraplari, kokan ayaklari, tirassiz yuzu,
Gulyagindan parfumu olan erkegi sokmaz yatagina.
Ozgur kadin demokrasidir. Kole olmaz.
Mirasini ister, birey olarak taninmak ister, soz Hakki ister, esitlik ister.
Dayak yiyip, asagilanip, itilip-kakilmak istemez.
Ozgur kadin cagdasliktir.Cunku ozgur kadinin dogurup buyuttugu cocuklar Gericiye asla ummet olmazlar.
NE dergâhlara musteri cikar ozgur kadinin Yetistirdigi cocuklardan,
NE tarikatlara murit, NE De gericiye oy verecek saflar.
Bu yuzden; gerici ozgur kadini sevmez.
Kadin ozgur olsun istemez. Ve onu ortmek, kapatmak, susturmak, bastirmak icin
Carsafa-turbana sarmak ister. 'turban' diye tutturmalari bu yuzdendir.
Gericinin sonudur ozgur kadin.

Bekir Coskun

kutu kutu pense

Bu da eşimin ayakkabı kutusu … Bunlardan evde oldukça var.. Bir gün burada gördüğüm kutu kaplamaları çok hoşuma gitmiştim. Bende kaplayayım da bari güzel gözüksünler dedim ve kapladım.

İçlerinden bir tanesine poşetlerimi koydum (annemden kalma alışkanlık koltuk minderlerinin altına koyardım.)
Diğerine , ayakkabı boyası ayakkabı süngeri çekecekleri doldur.
Birine kablolar, uzatmalar, ampülleri koydum.

(İnsanın ayak numarası büyük olunca ayakkabı kutusuda sandık gibi oluyor doldur doldurabilirsen.)

TAKILARIM


Takı yapmayı seviyorum ,öyle incik boncuklarla uğraşmayı seviyorum ama eren yiğit’in doğumundan sonra eşim evde tığ, şiş, incik ,boncuk , iğne ne varsa ortadan kaldırttı. Son üç yıldır takılarımızı ailemizin takıcısı ablam yapıyor.
Bir çok takım koptu. Oğlum sağolsun boynuma asılması ile boncuların etrafa yayılması bir oluyor… Artık sanırım bu yaz onlar tamir olur.





Bunu da seneler önce Bim Mağazasın dan almıştım. Önceleri kapı girişinin karşı duvarında asılı idi. Faturaları asmak için almıştım ama eşim eline geçen her şeyi oraya asmaya başladı.(altılı bültenlerini bile.) Baktım olcak gibi değil, takılarım için yayatk odasında beyaz eşyaların içinden çıkan köpükleri kullanıyordum ama çok kullanışı değil. Sonra 1 milyonculardan 3 lü askılık aldım o da fazla gitmedi. Uzun bir süre takılar çekmece de yaşamlarını sürdürdüler. Sonra küpelerim baktım çekmece içinde birbirlerine girmeye başladılar bende onu ordan aldım yatak odasına astım. Mantar panonun yanında verdikleri raptiye ve toplu iğne yardımı ile küpelerimin hepsini oraya astım. Küpelerim de rahat etti çekmecem de ve bende bu nerde diye arama derdinden kurtuldum.

Çeyizlerimden





Bunları Rahmetli kayınvalidem bize yapmıştı. Çok basit oldukça da güzel sade yıkamaya ütüye gelen bir örnek..
Balık sırtı denilen örnekten üçgen şekli veriler isteğe göre büyüklükte yapılıyor. Ucuna 3 sıra da renkli dantel iplikleri ile oya yapılıyor. Birtek buzdolabı örneğinde eksilerek ve artırılarak olmuş. Diğer parçalar tek tek yapılmış. 12 adet küçük peçete onları dolap içlerine koydum, 3 adet daha büyük var boy boy onları tost makinası, mikrodalga ve fırının üzerini örttüm. küçük parçalardan birini su ısıtıcısının üzerine örttüm.. Yani her yer örtü sizin anlayacağınız , seviyorum öyle sağa sola dantel örtmeyi ben... Her ne kadar yıkaması ve ütülemesi sorun olsa da...

EVDEKİLER


Bunları evimin önünde kurulan cumartesi pazarında görüp beğenerek almıştım. Yumurtalıklar. Ama maksadının dışında kullanıyorum şimdi onları...
Uzun bir süre boş durdular çünkü evde kimse rafadan yumurta yemiyor.Mutfakta siğara içildiği için içlerine küçük mumlardan koyarak mumluk görevi icra etmeye başladılar uzun bir süredir.
ama mumlar yanarken fotograf çekmek aklıma gelmedi hiç :(


Doğum Günü

Cuma günü işyerinden canımarkadaşımın doğum gününü kutladık. Sürpriz olacaktı ama bir arkadaş çam devirdiği için sürpriz alabora oldu.
Yine yarım süprizli güzel bir doğum günü kutlaması oldu..
Nurteciğim doğum günün tekrar kutlu olsun canımcığım.
Bu da pastamızdı.


Tadı envesdi. Ben yapmadım satın alındı. Bende nerde o beceri pasta yapacak kadar. Olursa yerim ne ala…

Kar Yağıyorrr Her yer bembeyaz olacak



Yupppiii kar yağıyor, kardan adam yapalım. Burnuna havuç takalım. Kömürden düğme elinde de süpürge …
Kafasına şapka takalım boynuna atkı dolayalımmm ley ley ley lili lili oleole ole…

Biraz uyduruk oldu ama kusura bakmayın artık


Bu gün bana ne oldu anlamadım yani çocuklar gibi seviniyorum. Ama neden sevinmeyeyim değil mi KAR yağıyor. Hem ben bir kış çocuğuyum o yüzden kışı severim.. ( biraz
fazla üşüyorum ama olsun)

Sabah işe gitmek için evden çıktım gibi gördüğüm manzara süper. Yani şu anda işte olmak bana hiç cazip gelmiyor. Camın önünde kar’ın yağışını seyrederek edecektim kahvaltımı ve içecektim çayımı ama nerdeee neyse inşallah akşam da yağar da bende yemek sonrası çayımı camın önünde yudumlarım napalım artık yapacak bir şey yok yani öyle değimli :p



Pazartesi, Ocak 28, 2008

Sobe Sobe Betül Sobeeee

Merhabalar herkese sevgili Betül beni 2 farlı konu ile sobelemiş, fakat ben oldukça cevap
vermek için geciktim. Kusuruma bakma Betül cüğüm ve hemen cevaplara geçiyorum.


1-Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım ?

Bloglarla tanışmam hamilelik dönemine rastlamamaktadır. Sonra benimde sayfam olsun istedim ve 06 Eylül 2007 tarihinde bloggere üye oldum. Daha çok yeni sayılırım şimdi eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum.

2-Blog yazılarımın konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum ? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum ?

Hayır o an içimden ne gelirse onu yazıyor ya da ekliyorum.

3-Bloğuma yazı yazmak için, gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum ?

Hayır.. Vakit buldukça blogumla ilgilenmeye çalışıyorum. Çünkü çalışan biri olarak iş yerinde ve ev hanımı + anne olarak ta ev deki işlerimi aksatmak istemiyorum. Ailem her şeyin üstünde gelir. Ama işyerinde çay molalarında yemek saatlerinde ya da çok yoğun olmadığım dönemlerde blogları gezmekten okumaktan büyük zevk alıyorum (yorum bırakamıyorum ama hergün bakıyorum.)

4-Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken, şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı ?

Hayır .Sayfamla ilgilenmek hiçbir zaman zorunlu bir hal olmadı benim için. Benim için hala zevkli bir uğraş. Yeni mesajlar geldikçe mutlu oluyorum sadece anında geri dönüş yapamadığım için üzülüyorum.

5-Blog yazmayı ne kadar sürdüreceğim ?

Zamanını bilmiyorum ama gide bildiği yere kadar gidebilecek. ( Yani inş. Çok uzun yıllar buralardayım.)


******************

HAKKIMDA BİLMEDİĞİNİZ 7 GERÇEK....

1 ) Evimin düzenli ve eşyaların yerli yerinde olmasından aradığım eşyayı yerinde bulmaktan çok büyük haz duyuyorum. Tam tersi olursa evde kıyamet kopartır yatana kadar konuşurdum. Ama oğlum büyün yünce söylenmekte kar etmiyor. Çünkü bütün her şey ben işdeyken yer değiştiriyor.
Şu anda ne nerde inanın tesadüf eseri buluyorum evdeki boş vakitlerimi zaruri işlerimi yaptıktan sonra kalan vaktimi oğlumla geçiriyorum. (geçenlerde yemek yapmak için alacağım tencerenin yanında parfümüm çıktı. Oğluş sıkıyor diye babamız onu yukarıya kaldırmış.) Yani anlayacağınız benim ev şuan da bir taraf kalk gidelim diyor, bir taraf daha erken otur diyor 

2 ) Yeni tarifler denemek çok hoşuma gidiyor. Özellikle etsiz yemekler tercihimdir.
Boş vakitlerim de dantel yapmayı da seviyorum beni rahatlatıyor.

3) İstediğim şeyin şartlar elverdiği sürede en kısa sürede yapılmasında ya da verilen sözün yerine getirilmesinden yanayım. Eğer süre uzarsa bütün hevesim kaçıyor. (Örn. Eşimin alcam diye beni oyaladığı dikiş makinesi alımı gibi. Artık alsa da bütün hevesim kaçtı sanırım hiç kullanmam öyle durur.)

4) İnsanların memleketlerine göre yargılanmasından nefret ediyorum. Her memleketin iyisi de var kötüsü de yani memleket seçimini bize bırakmıyorlar biz napalım değil mi?

5) Tekirdağ’ gittiğimizde annemin teyzemlerle sabahlara kadar eskilerden konuşmalarına çocukluğumdan beri bayılıyorum. Bir anlatır bir gülerler bana masal gibi gelir onların yaşadıkları.

6) Alış veriş mağazalarını gezmekten büyük zevk alırım. En çokta mutfak bölümü hoşuma gider.

7) Eşimin ayakkabı ve mont tutkusu beni sinir eder. Ve sanki yokmuş gibi hala alır. İnanın benden çok ayakkabası var…

işte böyle bende sevgili cereni sobeliyorum..

kolay gele…

Salı, Ocak 15, 2008

zemzem suyunun esrarı çözülemiyor


Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) raporlarına göre dünyanın en sağlıklı sularından olan zemzem suyunun esrarı, günümüz teknolojisindeki tüm araştırmalara rağmen çözülemiyor.

Kaynağı bulunamayan suyun denizden 80 kilometre uzakta olmasına ve çevresinde başka hiçbir kuyu olmamasına rağmen yıllardır kurumaması, araştırmacıları şaşkına çeviriyor. Sadece 1.5 metre derinliğindeki kuyudan hac mevsiminde milyonlarca hacı tüm su ihtiyacını karşılarken, su seviyesinde de hiçbir azalma olmuyor.
Açlığı gidermek için içenin açlığını, susuzluğunu gidermek için içenin de susuzluğunu gideren suyun esrarı bilim adamları tarafından inceleniyor. Avrupa'da laboratuarlarda yapılan araştırmalarda, zemzem suyunun çok az kükürt içerdiği tespit edildi. Amerika'da yapılan test sonuçlarına göre ise zemzem, içinde mikroorganizma ve bakteri bulunmayan tek su olma özelliği taşıyor. WHO tarafından da zemzem, dünyanın en içilebilir ve sağlıklı sularından biri olarak açıkladı.
Fakat diğer sulara göre çok daha besleyici ve mineral barındıran suyun kaynağı ise halen araştırma konusu.

En çok ta buna güldümm


Askerden Mektup

iki arkadaşın mektuplaşması,yalnız birisi askerde diğeri sivil.önce sivil
olan askerdeki arkadaşına mektup yazıyor ve sonra devamı..

Sevgili hakkuş,

Mektubunu aldım. gelmesi ne denli sevindiriciyse de okuduklarım, o denli üzücüydü...demek asker gittiğinden beri çavuşun size özellikle de sana yapmadığı kalmamış. "suçum olsa yanmam" diyorsun.sana inanıyorum dostum. olur olmaz seni dövdüğüne göre, yazdığın gibi o herif asker ocağına yakışmayan sadistin teki... sen sivilken ağzına kötü söz almazdın. adamın beşiğinden mezarına kadar nesi varsa içinden sövdüğüne göre gerçekten çok sinirlenmişsin. ama haklısın.ben de olsam ondan nefret ederdim. Oysa hepiniz aynı vatanın evladısınız.neden ayırım yapıp en ağır işleri sana yaptırıyor ki [ala ala] ..senin gibi aklı başında, sorumluluklarının bilincinde olan insana böyle davranmak için çok adi birisi olmalı. zaten "adinin teki" demişsin. neyse hakkuş, vatan borcu bu... herşeye,insanlıktan
uzak olan çavuşuna bile, katlanıp vazifeni yerine getirmelisin. sen yine elinden geldiğince iyi asker olmaya çalış.beni de mektupsuz bırakma. Mektupları dışardan yollamakla iyi ediyordun. çavuş iti okursa bir de mektuplar için dayak
yersin sonra. özlemle gözlerinden öperim.
.......................................................................
__dostun recai__
**** **** *** *** *** *** ***
Ulan recai iti, Ben sana ne zaman mektup yazdım da o Allahın belası mektubu gönderdin?? mektuplarımızın okunduğunu bildiğin için bu adiliği yaptın di mi köpek ?? senin yüzünden gül gibi çavuşumun bana yapmadığı kalmadı. tonla dayak... bir hafta da hapis cezası yedim. çavuş beni bölüğün önüne çıkarıp "KARŞINIZDA ORDUMUZUN EN ŞEREFSİZ ASKERİ DURUYOR." dedi. ne dediysem, senin nasıl adi bir yaratık mektubunun da o eşşek şakalarından biri olduğuna inandıramadım. bir daha mektup falan yazma...zaten ilk izne gelişimde ellerini un ufak edeceğim. birkaç yıl eline kalem alamayacaksın.en kısa zamanda başına bir kaza gelmesini, sürüm sürüm sürünmeni dilerim.
.............................................. ......__Hakan__
***** ****** ******* ******* ******
Merhaba Hakkuş,
Yanında olamadığım, sorunlarını ve acılarını paylaşamadığım için kahroluyorum.mektuplarını okudukça içim kan ağlıyor. manyak çavuş iyice azdı ha... vay sadist vay... bir de adam bilip çavuş yapmışlar. böylelerinin eline hiç yetki vermemeli.. sonra ne oldum delisi oluyorlar."sivil olsam yapacağımı bilirdim" diyorsun. ama haklısın hakkuş.sinirlerine hakim ol..askerlikte üste saygısızlık olmaz.adama askerliği bitirtmezler. vallahi... uyma o hayvana dostum.zor ama sayılı günler gelir geçer.buralar bildiğin gibi eksikliğini hep hissediyoruz.en güzel günler seninle olsun...
....................................................... .__Kardeşin
Recai__
****** ****** ******* ****** ******
Recai denen hayvan,Lan sana hayvan demek iltifat, hayvanlara hakaret olur, oğlum sen çıldırdın mı? çavuş fıttırdı...adamın bir ağzıma yapmadığı kaldı. "yazmadım komutanım." diyorum yemin billah ediyorum dinlediği yok. ah ulan eşşoğlueşşek yaktın beni... askerliğim şimdiden bir ay uzadı.hergece tuttuğum 8-5 nöbetleri, günde yalnız başıma tam teçhizat 20km koşu, iki çuval ıspanak ayıklamak imanımı gevretiyor. Yeter artık Recai!...şakanın çıkacak suyu muyu kalmadı. cımcılık oldu. bu gidişle biraz zor ya, izne gelirsem kendine kaçacak delik ara. tüm kemiklerini kıracağım. allah belanı versin...
...........................................................__Hak an__
******* ********** ********** ********
Hakkuş'cuğum,
Yooo, yazdıklarına inanamıyorum. bu kadarı da olmaz ama... artık o şerefsiz çavuşun sana yaptıklatını insan yapmaz. Nedir bu eşşoğlueşşeğin sana çektirdiği? yani afedersin ama insan sokaktaki uyuz ite bile daha iyi daha merhametli davranır. bak hakkuş, sakın benden gerçekleri saklama, yoksa görevden mi kaytarıyorsun? eninde sonunda ikiniz de bu vatanın evladısınız.böyle yapması için ya kafadan sakat ya da soysuz olmalı..ne diyeyim hakkuş? sabredeceksin. allah
sevdiği kuluna çektirirmiş. Seni de seviyor olmalı ki çavuş gibi bir namussuzu
başına bela diye salmış
................................................. _Candostun Recai__
****** ********** ************** **********
Recai soysuzu stop!
Sayende askerliğim bitmeyecek stop!..
Firar ettim stop!..
Seni parçalamaya geliyorum stop!..

Yeni işyeri yönetmeliği

*>>>**KIYAFET
>>>Bundan boyle herkesin aldigi maa$a gore giyinmesi onemle rica
olunur...
>>>Ofise Prada ayakkabilar ve Gucci cantalarla geliyorsaniz, maddi
>>>durumunuzun yeterince iyi oldugu goruldugu icin maa$iniza zam
>>>yapilmayacaktir. Siradan ve ucuz yerlerden giyiniyorsaniz
elinizdeki
>>>parayi yeterince iyi idare edebildiginiz goruldugu icin
maa$iniza
zam
>>>yapilmayacaktir. Bazen marka bazen siradan yerlerden
giyiniyorsaniz,
>>>herhangi bir sorununuz olmadigi goruldugu icin maa$iniza zam
>>>yapilmayacaktir

>>>HASTALIK DURUMLARI
>>>Herhangi bir hastaliginiz durumunda doktor raporu artik kanit
olarak
Kabul gormeyecektir.
>>>Doktora kadar gidebilen, i$ine de gidebilir

>>>**IZIN GUNLERI
>>>Her cali$anin senede 104 izin gunu vardir.
>>>Bunlara Cumartesi ve Pazar denir.

>>>**WC KULLANIMI
>>>I$gununun buyuk kisminin tuvaletlerde harcandigi tespit
edildiginden,
>>>bundan boyle tuvalet kabinlerinde kalma suresi 3 dakikayla
>>>sinirlanmitir.. 3 dakika bittigi anda alarm calacak, tuvalet
kagidi
>>>otomatikman iceri toplanacak, kabin kapisi acilacak ve
yukaridan
>>>otomatik bir fotograf makinesi inerek resminizi cekecektir.
>>>Bu durumun ustuste iki kez ba$iniza gelmesi durumunda resminiz
>>>$irketin karalistesinde yayinlanacak, resimde sirittigi tespit
>>>edilenler yonetmeligin 'akli dengesizlik durumu' maddesi
kapsaminda
>>>degerlendirilecektir

>>>**OGLE TATILLERI
>>>Zayif personelin ogle tatili suresi 30 dakikadir.
>>>Normal kilodaki personelin ogle tatili suresi, dengeli beslenip
>>>formlarini korumalarina yetecek $ekilde 15 dakikadir.
>>>Kilolu personelin ogle tatili suresi 5 dakikadir, bu da zaten
bir
>>>kutu Diet Cola icmek icin gayet yeterlidir..


>>>Ilginize cok te$ekkur ederiz*

en kısa zamanda uygulamaya geçilecektir.

*** arkadaşlar bunlara gelen mail kutumda biriken yazılarda ben okurken çok eğlendim sizler de paylaşmak istedim. Umarım beğenmişsiniz dir.

bir banka müşterisinin kızgınlığı!!!!

New York Times'da yayınlanan bir müşterinin bankasına yazdığı mektup (*_*)

Sayın Banka Yetkilisi,
Ben 86 yaşında bankanızda hesabı olan bir müşterinizim.
Geçen gün, tesisatçıma 100 dolar'lık bir çek yazdım.
Bu çeki kendisi her nasılsa 3 nanosaniyede bankanıza iletmiş olmalı ki, bankanızda değerlendirdiğim fonlardan bu miktar kadarını bozduramadan hesabımdan karşılığı alınmış.
Tabii ki hesabımda o an için para olmadığından 30 dolar da faiz ve ceza alınmış. Oysa fonlarımda 1.000.000 dolar vardı.
Bu durumu şikayet etmek istediğimde, bankanız telefonunda kişiliksiz, terbiyesiz, banda kaydedilmiş ve yüzsüz bir hanım sesiyle yarım saate yakın boğuştum.
Arada müzikler dinledim ve 28 kere değişik tuşlara basmak zorunda kaldım. Ama kimseye ulaşamadım.
Bildiğiniz gibi her ay binlerce dolarlık faturalarım, mortgage kesintilerim, kredi kartı ödemelerim var.
Bunların hepsinin hesabımdan yapılan otomatik ödemelerini şu andan itibaren İPTAL ediyorum.
Bundan böyle, sizden etten kemikten yapılmış dediğimi anlayan ve ingilizce bilen bir müşteri temsilcisi istiyorum.
Anlayışla karşılarsınız ki, karşınızdakine en iyi iltifat, onu taklit etmektir.
Ben de sizin gibi yapacağım.
Müşteri temsilciniz her ödeme için beni arayacak, ve 28 haneden az olmayan benim vereceğim bir şifreyi tuşlayacak.
Sonra da, eğer 1 tuşlarsa benden randevu alacak, 2 tuşlarsa bir ödeme ile ilgili mesaj bırakabilecek, 3 tuşlarsa oturma odama bağlanacak, oradaysam cevap vereceğim, 4 tuşlarsa ve uyumuyorsam yatak odama bağlanacak ve benimle görüşebilecek, 5 tuşlarsa tuvalete, 6 tuşlarsa cep telefonuma ulaşacak, 7 tuşlarsa bilgisayarıma bir mesaj bırakabilecek. 8'e tuşlarsa bunları yeniden dinleyebilir.
Arada beklemeler olursa, size söz, elimdeki eski plaklardan ve gramofonumdan güzel bir müzik parçası da dinleteceğim ona.
Yalnız sizden ricam, bu işlemler için seçeceğiniz personelinizin kimlik bilgisini, anne kızlık soyadını, noterden alınmış imza sirkülerini ve tapuları dahil mali bilgilerini bana iletmeniz.
Bir de sizin gibi bir sözleşme hazırladım. 8 sayfa. Sizinki 42 sayfaydı, ben insaflı davrandım. Bu sözleşmeyi de bana atayacağınız müşteri temsilcisi, bankanız şube müdürü ve bankanız yönetim kurulunun imzalaması ve bana iadeli taahhütlü göndermesi.
Bu sözleşme elime geçtikten sonra müşteri temsilcinize kendi belirleyeceğim 28 haneli şifreyi göndereceğim. Bu şifre de her ay değişecelk pek tabii ki.
Özür dileyerek bu sözleşme ve işlemler için sizden masraf olarak her ay 20 dolar da talep edeceğim.
İşbu şartları yerine getirememe durumunuz varsa, lütfen 1.000.000 dolarımı nakit olarak hazırlayın, yarın alıvereyim.
Size hayırlı işler diler, en kısa zamanda bana ulaşmanızı rica ederim.
Saygılarımla,
Müşteriniz...

Karizma nedir.?

Bence resim çok açık ve net bunun üzerine bişey yazmak olmaz.

fıkra

uluslararasi ölçekte bir kadin arastirmasi yapan sosyolog, dünyanin çesitli ülkelerinde kadinlara bir soru sormus.kocanizi baska bir kadinla yakalarsaniz ne yaparsiniz??? soruya ülkelere göre verilen yanitlar ise söyle olmus:isveçli : neyimi begenmedigini sorarim.rus : evi terk ederim.fransiz : sesimi çikarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.italyan : kadini vururum.ispanyol: kocami vururum.yunanli : her ikisini de vururum.türk : benim kocam yapmaz!

bir kadın nasıl mutlu edilir.Merak ediyormusunuz e ozaman hadi okuyun bakalım.

Aslında bir kadını mutlu etmek o kadar da zor değil...
işte bunun yolları; abartmayın canım gayet basit bişey bu ...

BiR KADIN NASIL MUTLU EDiLiR?

Çok zor degil. BiR ERKEK, BiR KADINI MUTLU ETMESi içiN YALNIZCA
SUNLAR OLMAK
ZORUNDADIR...
01. bir dost
02. bir yoldas
03. bir asik
04. bir agabey
05. bir baba
06. bir usta
07. bir asci
08. bir elektrikci
09. bir marangoz
10. bir muslukcu
11. bir tamirci
12. bir dekorator
13. bir stilist
16. bir psikolog
17. bir hasere yok edici
18. bir psikiyatrist
19. bir sifaci
20. iyi bir dinleyici
21. bir organizator
22. iyi bir baba
23. cok temiz
24. sempatik
25. atletik
26. sicak
27. kibar
28. nazik
29. zeki
30. komik
31. yaratici
32. sefkatli
33. guclu
34. anlayisli
35. hosgorulu
36. sagduyulu
37. hirsli
38. yetenekli
39. cesur
40. kararli
41. dogru
> > ..> > ...> >
11987. guvenilir
11988. tutkulu

TABii, SUNLARI DA UNUTMADAN:
13989. ona duzenli olarak iltifat etmek
13990. alisverisi sevmek
13991. durust olmak
13992. cok zengin olmak
13993. onu strese sokmamak
13994. baska kizlara bakmamak

VE AYNI ZAMANDA SUNLARI DA YAPMALIDIR:
17995. kendinden cok ona odaklanmak
17996. ona, ozellikle kendisi icin cok fazla zaman ayirmak
17997. nereye gittigine aldirmadan ona cok fazla> > yer sunmak

SUNLAR DA ÇOK ÖNEMLi:
Asla unutulmayacaklar:
21998. dogum gunleri
21999. yildonumleri
22000. onun aldigi kararlar

BiR ERKEK NASIL MUTLU EDiLiR!!!*
1. Karnini iyice doyurun
2. Uzaktan kumanda ve çayini verip rahat birakin
Huzursuzluk belirtisi gösterirse Madde-1 den tekrar baslayin...

FIKRA

BIR KÖYÜN CAMISINDE IMAM CEMAATE VAAZVERMEKTEDIR. ANSIZIN ICERIDALANBIR KÖYLÜ KÖYÜ SEL BASMAKTA OLDUGUNUHABER VERIR. BUTUN CEMAATHEMENKENDILERINI DISARI ATIP, KACAR. SADECEIMAM BUTUN ISRARLARARAGMENKÖYÜTERKETMEYI REDDEDER VE TANRI NINKENDISINI KORUYACAGINISOYLEYEREK,CAMIDE KALIR. KISA BIR SURE SONRASULAR CAMIYE ULASIR, IMAMCARESIZMINAREYE CIKAR. SULAR MINARENIN ILKKATINA YUKSELIRKEN BIR TEKNEIMAMIKURTARMAYA GELIR.ANCAK DINIBUTUN IMAM,TANRI NIN KENDISINIKORUYACAGINISOYLEYEREK TEKNEYE BINMEZ. SULARYUKSELIR, IMAM IKINCI KATACIKMAKZORUNDA KALIR. BIR TEKNE DAHA GELIR,ANCAK IMAM YINE TANRI NINKENDISINIKORUYACAGINA INANCININ TAM OLDUGUNUSOYLEYEREK TEKNEYE BINMEZ.SULARIYICE YUKSELIR. IMAM ARTIK MINARENINEN TEPESINDEDIR. BIRHELIKOPTERYAKLASIR. ICINDEKILER DURUMUN KOTUOLDUGUNU ANLATARAK IMAMAHELIKOPTEREGELMESI KONUSUNDA ISRAR EDER. IMAMHELIKOPTERE BINMEYI DEREDDEDER.BIRSURE SONRA SULAR IYICE YUKSELIR VEIMAM BOGULARAK OLUR.KENDISINICENNETIN KAPISINDA MELEKLER KARSILAR-MELEK: HOSGELDINIZ. CENNETTE KÖSKÜNÜZHAZIRLANDI.BUYRUN. -IMAM: CENNETE GIRMEK ISTEDIGIMDEN EMIN DEGILIM.-MELEK: NEDEN?-IMAM: TANRI YA BIRAZ KIRGINIM.-MELEK: NE OLDU KI?-IMAM: BEN HAYATIMI IBADET EDEREKGECIRDIM. INSANLARA HEP IYILIKYAPTIM,GUNAHTAN UZAK DURDUM. YASADIGIM KOYUSEL BASTI, HERKES KACTI AMATANRI NIN BENI KURTARACAGINAINANDIGIMDAN KALDIM. GORUYORSUNUZKISIMDIBURDAYIM...TAM BU SIRADA YUKARIDAN TANRI NIN SESIDUYULUR:-SALAGA IKI TEKNE BIR HELIKOPTERGONDERDIK!!!!!!!!!!!!!

BİR TABLO HAYAL EDİN!!!

> > Sanat eseri.
>>> > Miras... Size ait.

> >> > Tuvali, Türkiye coğrafyası.

> >> > Boyası, şehit kanı, alın teri.

> >> > Her sabah uyanıyorsunuz...

> >> > Gururla seyrediyorsunuz...

> >> > Ama birileri, her sabah sizden önce uyanıp, o tablonun başına geçiyor

> >ve orasına burasına, minik minik fırça darbeleri atıyor.

> >> > Her sabah, bir minik fırça darbesi.

> >> > Usta işi.

>> > Küçük küçük değişiyor tablo.

> >> > Aniden değil.

> >> > Milim milim.

> >> > Alıştıra alıştıra.

> >> > Yedire yedire.

> >> > Aradan yıllar geçiyor...

> >> > Tablo, o tablo olmaktan çıkmış!

> >> > Komple değişmiş.

> >> > Ama dedim ya... Kanıksamışsınız.

> >> > Bakıyorsunuz bakıyorsunuz, o tablo, hâlâ aynı tablo zannediyorsunuz.

> >> > Peki, fark, nasıl farkedilebilir?

> >> > 'Orijinal'in aslında ne kadar değiştiği, ne hale getirildiği, ilk

> >bakışta> >> > 'şak diye' nasıl anlaşılabilir?

> >> > Tek çare var: Kıyas.

> >> > Tablonun ilk haliyle...

> >> > Son halini yan yana koymalı.

> >> > E hadi, koyalım yan yana...

> >> > Türk Telekom, Arap'ın.

> >> > Telsim İngiliz'in.

> >> > Kuşadası Limanı İsrailli'nin.

> >> > İzmir Limanı Hong Konglu'nun...

> >> > Araç muayene işi Alman'ın.

> >> > Başak Sigorta Fransız'ın.

> >> > Adabank Kuveytli'nin.

> >> > İETT Garajı Dubaili'nin.

> >> > Avea Lübnanlı'nın.

> >> > Petkim ?

> >> > Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık... Ermeni...)

> >> > N'olacak bu memleketin hali?

> >> > Rakı, Amerikalı'nın.

> >> > Finansbank Yunanlı'nın...

> >> > Oyakbank Hollandalı'nın.

> >> > Denizbank Belçikalı'nın.

> >> > Türkiye Finans Kuveytli'nin.

> >> > TEB Fransız'ın.

> >> > Cbank İsrailli'nin.

> >> > MNG Bank Lübnanlı'nın.

> >> > Alternatif Bank Yunanlı'nın.

> >> > Dışbank Hollandalı'nın.

> >> > Şekerbank Kazak'ın.

> >> > Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.

> >> > Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.

> >> > Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.

>> > Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nın.

> >> > Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.

> >> > Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.

> >> > İzocam , Fransız'ın.

> >> > TGRT Amerikalı'nın.

> >> > Demirdöküm Alman'ın.

> >> > Döktaş Fransız'ın.

> >> > Süper FM Kanadalı'nın.

> >> > Hepsi Türk'tü.

> >> > Sadece 4.5 yıl önce.

> >> > Ya , sattılar.

> >> > Ya , satışa teşvik ettiler.

> >> > Ya da, kasıtlı IMF politikalarıyla söke söke satışa mecbur ettiler.

> >> > Taş üstüne taş koyanı, iyi kötü görmüştük de... Taş üstünde taş

> >bırakmayanı, ben ilk defa görüyorum.

> >> > YILMAZ ÖZDİL

> >> > Bütün bu olanlar size Atatürk'ün Gençliğe hitabesini hatırlatmıyor mu?

> >> > ATATÜRK'ÜN EMANET ETTİĞİ GENÇLİK!!!? Neden ısrarla uyuyor??

Böyle Kayınpederler var mı bilmem !!!!













Ey TÜRK Kadını

EY TÜRK KADINI,
BİRİNCİ VAZİFEN BULAŞIK, ÇAMAŞIR YIKAMAK VE KOCANA SÂHİP ÇIKMAKTIR.MEVCUDİYETİNİN YEGÂNE TEMELİ BUDUR.
KOCAN EN KIYMETLİ HAZİNENDİR. SENİ BU HAZİNEDEN MAHRUMETMEK İSTEYECEK KAYNANAN, KAYNATAN VE GÖRÜMCELERİN OLABİLİR.
BİR GÜN EVLİLİĞİNİ KURTARMAK MECBURİYETİNE DÜŞERSEN,VAZİFEYE ATILMAK İÇİN BULAŞIK VE ÇAMAŞIRI DÜŞÜNMEYECEKSİN.
BU DURUM ELEKTRİĞİN VE SUYUN KESİLDİĞİ ANDA ORTAYA ÇIKABİLİR.EVLİLİĞİNE TECAVÜZ ETMEK İSTEYEN KAYNANAN KAYNATAN VE
GÖRÜMCELERİN HAYATTA EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR GALİBİYETİN MÜMESSİLİOLABİLİRLER.
HAYATTA KILIBIK KOCAN ZOR BİR İHTİMAL DE OLSA BAŞKA KARILARA GÖZ DİKMİŞOLABİLİR.
AİLENİZ FAKRU ZARURET İÇİNDE HARAP VE BÎTAP DÜŞMÜŞ OLABİLİR.
EY ASİL TÜRK KADINI!
İŞTE BU AHVÂL VE ŞERÂİT İÇİNDE DAHİ VAZİFEN YUVANI KURTARMAKTIR.
ANASININ KUZUSU OLAN KOCANI ADAM ETMEK SENİN ELİNDEDİR.
İHTİYAÇ DUYDUĞUN "MERDÂNE" DOLABIN SOL ÜST KÖŞESİNDE SAKLIDIR.
HADİ KOLAY GELSİN

DUA


Bir gün bir baba oğlunu dua ederken duyar. -
"Allahım sen annemi, babamı, ablamı, ninemi ve beni koru" diye.
Adam çocuğun dedesini unuttuğunu düşünür ama çocuğa bunu söylemez. Ertesi gün dedeyi araba ezer ve dede ölür. Bir kaç gün sonra baba yine duyar
-"Allahım sen annemi, babamı, ablamı ve beni koru" diye.
Bu sefer nineyi unutur ve ertesi gün nine merdivenlerden düşer boynu kırılarak ölür. Bir kaç gün sonra çocuk yine dua eder
-"Allahım sen annemi, ablamı ve beni koru" diye.
Baba kendisinin unutulduğunu fark eder ve ertesi gün başına bir şey gelmemesi için her adımını çok dikkatli atar. Aksam eve gelince karısına sorar
- "Hanım bugün ben işteyken neler oldu?" diye.
- Karısı "Bizde bir şey olmadı ama postacı öldü!!!"

SADİST NİYAZİ

ÜÇ YAHUDİ

Üç yahudi genç kardeş kendi işlerini kurup zengin olmuş ve yaşgününde
annelerine aldiklari hediyeleri birbirine anlatarak böbürleniyorlarmiş.
Birincisi demiş ki: "Ben anneme kocaman bir ev aldim"
ikincisi : "Ben bir Mercedes aldim ve bir de şöför tuttum"
Üçüncüsü: "Benim hediyem hepinizden güzel. Annemin tevrati okumayı nekadar
çok sevdiğini ve artik gözleri iyi görmediği için artik okuyamadiğini biliyorsunuz.
Ona bütün Tevrati ezbere bilen büyük kahve rengi bir papağan gönderdim
Onu eğitmek için 12 haham 12 yil boyunca uğraşıp. Bu papağan için havraya
20 yil boyunca her yıl 1 milyon dolar bağişlayacağim ama buna değer.
Annem sadece bölümün adini söyleyecek ve papağan ona ezbere okuyacak"
Kisa bir süre sonra annneleri üçünede birer teşekkür mektubu yazmiş:
Birinciye:
"Milton, bu ev çok büyük. Bana birtek odasi yetiyor ama hepsini temizlemek zorunda kaliyorum."
ikinciye:
"Marvin, yolculuk etmek için çok yaşliyim, arabayi hiç kullanmiyorum ve şöför çok kaba."
Üçüncüye:
"Canim Melvin'im, annesini mutlu etmeyi bilen tek evladim sensin.
Tavuk çok lezzetliydi, teşekkür ederim.

LAZ OSMAN

Bu olay gerçek hayatta olmuş ve basına yansımış bir olaymış.
Büyükşehir Belediyesi Kuruluşlarından KIPTAS'in Genel Müdür Yardımcısı Emin Batur, şantiyelerden birinde meydana gelen bir kaza sonunda kazaya maruz kalan duvarcı ustasının yazdığı tutanak:
İş kazası tutanağına planlama hatası diye yazmıştım. Bunu yeterli görmiyerek, ayrıntılı anlatmamı istemişsiniz.

Su anda hastanede yatmama neden olaylar aynen aşağıda anlattığım gibi olmuştur.
Bildiginiz gibi ben bir duvarcı ustasıyım. İ nşaatın 6.katındaki işimi bitirdiğim zaman biraz tuğla artmıştı, yaklaşık 250 kg.kadar oldugunu tahmin ettigim bu tuğlaları aşağıya indirmek gerekiyordu. Aşağiya indim bir varil buldum, ona sağlam bir ip bağladım, 6. kata çıktım ipi bir çıkrıktan geçirip ucunu asağıya salladım. Tekrar aşağıya indim ve ipi
çekerek varili 6. kata çıkardım. İ pin ucunu sağlam bir yere bağlayıp tekrar yukarı çıktım. Bütün tuğlaları varile doldurdum.
Aşağı indim, bağladığım ipin ucunu çözdüm. İpi çözmemle birlikte birden kendimi havada buldum. Nasil bulmuyayim ben yaklasık 70 kiloyum.250kg lik varil suratle aşağıya düşerken beni yukarı çekti. Heyecan ve şaşkınlıktan ipi birakmayi akil edemedim. Yolun yarisinda Dolu varille carpistik. Sag İki kaburgamin burada kirildigini saniyorum. Tam yukari cikinca 2 parmagim iple beraber cikriga sikisti. Parmaklarimda bu sirada kirildi. Bu esnada yere carpan varilin dibi cikti ve tuglalar etrefa sacildi. Varil hafifleyince bu sefer ben asagiya inmeye varil yukari cikmaya basladi ve yolun yarisinda yine varille çarpıştık. Sol bacağımın kaval kemi ğ i de bu sı rada kirildi. Can havli ile ipi birakmayi akil ettim. Basimi yukari kaldirdigimda bos varilin suratle uzerime geldiğini gordum.
Kafatasimin da boyle catladiğini saniyorum. Bayilmisim, gozumu hastanede actim.
Cenab-i Hak'tan tum kullarini boyle gorunmez kazalardan korumasini diler, hurmetle ellerinizden operim.
Duvarci Ustaniz LAZ OSMAN

Türkleri anlama sanatı adlı kitabtan

Madde 7: Hesap ödeyen erkek, hesabı ödemek için gereken işlemi masanın
> altında yapar.Türk erkeği ödediği hesabı masadakilerin görmesini istemez.
> Eğer görürlerse ayıp olacağını düşünür ve karşıdakilerin 'Ulan amma da
> görgüsüz herif, hem ısmarl ıyor hem de hesabı gözümüze sokuyor' demesinden
> çekinir. Böyle bir davranışa bir de Eskimo erkeklerinde rastlanılabilir.
>
> Madde 11: Türkiye'de ilk, orta, lise, üniversite, yüksek lisans, doktora
> fark etmez, s ınav kağıtları dağıtılırken, bir öğrenci mutlaka 'Hocam
> istediğimiz sorudan başlayabilir miyiz?' sorusunu sorar. Aynı öğrenci,
> öğretmen haftaya sınav yapacağını bildirdiğinde kaçıncı sayfaya kadar
> sorumluyuz hocam' sorusunu soran ama yine de sınava çalışmayan öğrencidir.
>
> Madde 25: Tüm ısrarlara rağmen misafir 'Yemeyeceğim yeter!' diyorsa, Ev
> sahibi son kozunu değerlendirir ve ilahi gücü cümle içinde kullanıp Bak
> Allah'ın adını verdim' diyerek misafiri köşeye sıkıştırır. Misafir bunun
> üzerine midesi dolu olsa da, ilahi kudret korkusundan mıdır ka çış yolu
> kalmamasından mıdır, ne var ne yoksa bir çırpıda yer.
>
> Madde 34: Üzerinden araç geçsin ve temizlensin diye işyeri paspasları cadde
> ortasına fırlatılır. Sinek avlayan esnaf Türkiye'de temizlik hastası
> kesilir.Alır eline hortumu baştan aşağı dükkanının bulunduğu caddeyi,
> kaldırımları bir güzel sular. O da yetmez, yandaki caddeleri ve sokakları
> da sulamayı iş edinir. O arada paspaslar da temizlikten payını alır.
>
> Madde 42: Misafirlikte kolonya ikram edilirken büyüklerin ellerine
> çocukların kafasına dökülür.
>
> Madde 46: Durakta değil de, her el kaldıran yolcu gördüğünde duran otobüse
> halk otobüsü denir. Halk otobüsü halkı kırmaz, durur. Halk otobüsünün
> belediye otobüsünden tek farkı budur.
>
> Madde 49: Şehirlerarası otobüs yolculuklarında kan bağı yoksa (karı,koca,
> yeğen, yenge gibi) bayan yanına erkeğin oturması firma tarafından kabul
> edilmez. Türkiye'de en önemli namus bekçileri otobüs muavinleridir.
> Muavinlere göre birbirlerini hiç tanımayan iki karşı cinsin, mesafe
> olmaksızın seyahat etmesi, ateşle barutun birbirine bitişik iki koltuktan
> bilet alması gibi bir şeydir. Buna asla izin vermezler. Ancak gidilecek yol
> boyunca erkeğin yanına oturtmadıkları genç kızı kesmeyi de ihmal etmezler.
>
> Madde 63: Gelinin belinde yer alan kırmızı kuşak bekareti simgeler. Damadın
> elbisesi üzerinde renkli bir çaput parçası, herhangi bir işaret
> bulunmadığından cinsel geçmişi hakkında fikir yürütmek mümkün değildir.
> Aslında bu geçmişle pek ilgilenen de yoktur.
>
> Madde 64: Kafa bir yere çarptığında şişmesin diye çiğnenmiş ekmekle
> ovalanır. Türklerin 'Kendi kendine tedavi' yöntemleri sadece bunlarla
> bitmez.Ağrıyan yere sıcak tuğla konur. Isıtılmış çay bardakları ile sırt
> çekilir. Arpacık çıkmış göze sarımsak sürülür.Kesilen ve kanayan yere tütün
> basılır. Paslı çivi batan yer sopayla dövülür. Burkulan yere biftek
> bağlanır. Yanan yere diş macunu sürülür.
>
> Madde 66: Bütün ilaçlar buzdolabında saklanır.Buzdolabının kola, su, gazoz
> koyulan bölgesi ilaçlara yetmeyince, ilaçlar yumurtaların bulunduğu alanda,
> kurumuş yarım limonlara komşuluk yapar.

Acaba Sarışınlar Gerçekten Böylemi

Bir sarısın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. itfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları cıkarmışlar.Catıdan atlayanları tutmak icin yanlarında getirdikleri carşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler;
"Atla. Bu tek sanşımız".
Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış.
Itfaiyeciler tekrar catıya seslenmişler;
"Hadi atla. Yoksa kurtulamayacaksın." Kızıl saçlı aşağıya bağırmış;
"Atlamam. Biraz once yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz".
İtfaiyeciler; "Hayır, çekmeyiz. Biz sadece esmerler icin bunu yaparız". Boyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşagıya bırakmış. Itfaiyeciler esmer kızda oldugu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saclı da elmalı kek gibi yere serilmiş.
Çatıda sadece sarışın kalmış. itfaiyeciler daha once de yaptıkları gibi;
"Atla, atla. Yoksa yanarak oleceksin".
Sarışın; "Kesinlikle atlamam. İki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz. Ben atlarken de çekersiniz".
itfaiyeciler; "Kesinlikle cekmeyecegiz. Söz veriyoruz".
Sarışın kız; "Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin...

Yorumsuz


Yurtdışından yaz tatili icin Türkiye'ye gelen isci bir vatandasimiz trafik
kurallarini ihlal ederek kirmizi isikta gecer.
Hemen orada bulunan polis ekibi resimdeki plakayi (...........) anons eder.

Ancak bir sonraki polis ekibi plakayi anlayamaz ve dalga gecildigini
zannedip tekrar tekrar sorar.
Bu durumdan faydalanan yine isci vatandasimiz olur ve bir sonraki ekibi de
gecer. Araca en son Edirne Kapikule sinir kapisinda ki son cikista cezai
islem yapilabilir

ve bu fotograf anı olarak cekilir.




3000 yılında bizleri neler bekliyor.

Baktım işim yok mail kutum da bayağı dolmuş ayıklama yapıyordum. Arşivlemiş olduğum bana gelen maillerden bir kaçını eklemek istedim. Bir arkadaşım Canım Gurubuma üye ordan gele bir mail di buda yapan arkadaşın eline ve emeğine sağlık valla 3000 yılında yaşamak istedim şimdi birden.
not : bu resimler hareketli idi şimdi neden hareket etmiyorlar anlamadım.



3000 YILINDA MAKYAJ YAPMAK DAHA KOLAY OLACAK




3000 YILINDA BİLGİSAYARINIZA KÜFÜR YAZARSANIZ SİZİ CEZALANDIRACAK



3000 YILINDA SPORCULAR O KADAR İYİ PARA KAZANACAKLAR Kİ KENDİLERİ İÇİN OYNAMALARI İÇİN ADAM ÇALIŞTIRACAKLAR.



3000 YILINDA ÖZEL MAKİNALAR SİZ HASTALANDIĞINIZ DA AKAN BURNUNUZU SİLECEK



3000 YILINDA OKULAR BENZİNDEN TASARRUF ETMEK İÇİN OTOBÜS ŞOFÖRLERİNİ SİRK ÇALIŞANLARI İLE DEĞİŞTİRECEK



3000 YILINDA DOKTORLAR AYNI ZAMANDA SİHİRBAZ OLACAKLAR VE BÖYLECE İSKELETİNİZE X-RAY SİZ BAKABİLECEKSİNİZ.



3000 YILINDA FİLMİN TAMAMINI DEĞİŞTİRMEDEN SADECE AKTÖRÜ DEĞİŞTİREBİLECEKSİNİZ.



3000 YILINDA KLOZETTE UFAK OYNAMALAR SAYESİNDE EVİN İÇİNDE SÖRF YAPILACAK.



3000 YILINDA DÖRT BACAKLI PANTOLONLAR SAYESİNDE İSTEDİĞİNİZ YERDE OTURABİLECEKSİNİZ.



3000 YILINDA MAKİNELER SİZ UYURKEN DE SİZİ ÇALIŞTIRABİLECEK BÖYLECE ZAMAN KAZANACAKSINIZ.



3000 YILINDA ARTIK DENİZ AŞIRI YOLCULUK YAPMAK İSTEDİĞİNİZDE ORAYA ARABA İLE GİDEBİLECEKSİNİZ.



3000 YILINDA BRONZLAŞMAK ARTIK BİRKAÇ SANİYENİZİ ALACAK.



3000 YILINDA TRAFİKTE MUTLAKA DUR İŞARETLERİNDE DURMANIZ GEREKECEK.

Çarşamba, Ocak 09, 2008

çok ara vermişim be...

Şu masanın başına oturmak bana nedense ender oluyor. Oğlumun ve eşimin sayesinde yanına bile yaklaşamaz oldum.
Ne zaman iki satır karalayayım desem eşim benim on dakkalık işim var oturdumu kalkmak bilmiyor..
ya da oğlum hemen gelip napıyon sen buda hadi gel inşat (inşaat yani mütahitmi olacak ne işimiz gücümüz kamyonlar kepçeler kürekler )yapcaz diyor mümkün değil yani ondan şurda iki kelam laf etmek.
Hazır eşim evde yokken, oğlum da uyukern biraz ütüm vardı onları yaptım sonra da işte burdayım.
Bir facia hafta sonu yaşadım.
Cumartesi günü kahvaltıya teyzemiz gelmişti daha sonra dayımız halamız dedemiz geldi ayıptır söylemesi balık yaptık bol salata ile birde kalabalık ta hııımmmm yeme de yanında yat oldu yani.

tabii pazar sabahı kalktığımda her yerde balık kokusu vardı. bende mutfağı temizlemeye karar verdim ama keşke vermeseydim.Bulaşık makinemin daha önce den yerini değiştirmiştim fakat fazla rahat edememiştim. Hazır ortalık kalkmışken onu da eski yerine alayım dedim. Dolapları da boşalttım yıkanması için makineyi çalıştırdım içeriye gittim sonra çöpe bişey atacaktım aaaaa bide ne göreyim benim makine su boşaltıyor her yer su halılar slandı hayda hemen babamı aradım sağolsun hemen geldi. (eşimin elinde gelmez böyle şeyler)Su giriş borusundan su kaçırıyormuş arkadaş neyse hemen kapadık pazartesi yeni bir boru almış geldi değiştirdiler de şimdi gönül rahatlığı ile kullanıyorum.
Bu arada geçenlerde doğum günümdü ömrümden koskaca 1 yıl daha gitti yaşlandım. ama yaşımın güzelliklerini en güzel şekilde yaşamaya çalışıyorum.
hediyelerimi de buraya yapıştıracaktım ama fotograf makinesini bağlantı kablosunu nedense bir türlü bulamadım kimilir nereye kaldırdım işime yaramadığı zaman çıkar piyasaya.

İşten çıktım büyük bir hevesle evime gidiyorum diye aman o da ne kardeşim bu ne trafik böyle ya herkes sanki aynı saatte sokakta. bir eve kaç araba düşüyor bilmiyorum yani şu istanbul da. Hadi işten gelenlere lafım yok ama gezmekten çaydan alışverişten gelen ev hanımı ablalarım teyzelerim neden iş çıkış saatinde evlerinde oturmazlar sanki 20 dakikalık yolu nerdeyse bir saatte geldik ya bize de yazık değil mi yani sabahın köründe yollara düş çalış çabala tırmala birde yol da trafik rezaleti çek sonra gel evde çalış oh ne ala memleket...

yaa anlatacak ne kadar çok şey varmış ya da benim konuşmaya ihtiyacım varmış hangisi bak bilemedim ben şimdi.

offf bu hafta cuma günü şirketin geleneksel yeeği var. bayii toplantısı yemeğiymiş büyük bir ihtimal geç gelinecek, bir de cumartesi günü oğluşun aşısı var nasıl geçecek bilmem. öyle bir gecenin böyle bir sabahı haydi buyur burdan yak şimdi.
Şimdi doktorun odasına girince basacak çığlığı 3 kişi zor zaptediyoruz ya olmaz böyle şey yani. büyüdükçe uslanır dediler yaramazlıkları daha da artıyor ama oğluşun ya
Allahım ona sağlık sıhhat versin kendisine zarar verecek derece de yaramazlık yapmasın buna da razıyım ama bazen de şikayet ediyorum işte sonra da kendime kızıyorum neden öyle diyorum diye. Sanki bende yapmadım mı gerçi ben bebekken çok usluymuşum sürekli uyurmuşum bikeresinde yine uyuyakalmışım annem aramış bulamamış daha birbuçuk yaşımdaymışım. Sonra arada zaman geçmiş beni bayağı bir aramışlar tabii onlar onra birinin aklına gelmiş yatağa bakmak ben orda uyuyorum nasıl bir uyku ki kimbilir nasıl telaş yaptılar bağırmalar seslenmeler yok ben tıkk
ama benim oğlan dışarıda ki çöp kombisinin kapağı kapandığı zaman hemen gözünü açıyordu. şimdi hemen duyar uyanır ;anne noldu kim vurdu korktum ben döv onu der
bende ; yok oğlum bişey dışardan ses geldi derim yarım kalan uykusuna devam eder

Bu arada bizim işyerindeki bilgisayarımda sanırım virüs girdi. bir sayfayı açya kalkınca irsürü sayfalar açılıyor.Akşamları da bakamıyorum zaten şimdi birde gündüzleri bakamayayım tam olsun. ben artık saati kurar gece yarısından sonra kalkar bakarım.

geçen gün bir blogcu arkadaşın sitesinde küçükyalı çocuk esirgeme kurumun ihtiyaç listesi ile ilgili bir yazı okudum ama ona bir türlü yazı yazmadım.
bana da böyle bir maiil bir ay önce gelmişti hemen işyerinde bir yardım kampayası oluşturalım dedik sonra kurumu aradık ama ordaki yetkili bize bu maiilin 5 yıl önce yayınlandığı ve şu anda öyle bir yardıma ihtiyaçlarının olmadığının bu maiilin sistem tarafında dönem dönem tekrar gönderildi ben bizim gibi onları arayarak durumları hakkında bilgi istediklerini anlattı.


Yani KÜÇÜKYALI ÇOCUK ESİRGEME KURUMUNUN İHTİYAÇ LİSTESİNDE BELİRTİLERE İHTİYACI OLMADIĞI BURDAN DUYURMAK İSTEDİM.

Size de böyle bir mail gelirse bilginiz olsun.

arkadaşlar kendime vitrin takımı için örnek arıyorum elinde değişik örnek olan varsa haber versin. bakınıyorum ama hala bulamadım.
bir ara kendi örneklerimi yayınlayacağım pek yakında burda olacaklar.. (Kabloyu bulabilirsem tabii :(