Bu gün doğmuşum ben.. Bu gün benim doğum günüm. Sevdiklerimle beraber uzun yıllar birlikte olmak istiyorum. Annemin bu gün neler hissettiğini bende anne olduktan sonra daha iyi anladım.
En kötü günüm böyle olur inş. Bu gü benimle birlikte doğum gününü kutlayan herkesin
yeni yaşının sağlık mutluluk ve bol şans getirmesini dilerim.
Telefonla, mailler, msn ve facebook aracılığı ile doğum günümü kutlayan herkese çok teşekkür ederim.
Salı, Aralık 30, 2008
Ben Bugün Doğmuşum..
Gönderen neseileberaber zaman: Salı, Aralık 30, 2008 6 yorum
Etiketler: doğum günü
Pazartesi, Aralık 29, 2008
Öğrenmenin Yaşı ..
ÖĞRENMENİN YAŞI
YAŞ 5: Anne ve babamın birbirlerine bağırmalarının beni ne kadar korkuttuğunu öğrendim.
YAŞ 7: Meşrubat içerken gülersem içtiğimin burnumdan geleceğini öğrendim.
YAŞ 12: Bir şeyin değerini anlamanın en iyi yolunun bir süre ondan yoksun kalmak olduğunu öğrendim.
YAŞ 13: Annemle babamın el ele tutuşmalarının ve öpüşmelerinin beni daima mutlu ettiğini öğrendim.
YAŞ 15: Bazen hayvanların, kalbimi insanlardan daha fazla işittiğini öğrendim.
YAŞ 18: İlk gençlik yıllarımın keder, şaşkınlık, ıztırab ve aşktan ibaret olduğunu öğrendim.
YAŞ 24: Aşkın kalbimi kırabileceğini, ama buna değer olduğunu öğrendim.
YAŞ 33: Bir arkadaşı kaybetmenin en kestirme yolunun ona ödünç para vermek olduğunu öğrendim.
YAŞ 36: Önemli olanın başkalarının benim için ne düşündükleri değil, benim kendi hakkımda ne düşündüğüm olduğunu öğrendim.
YAŞ 38: Eşimin beni hâlâ sevdiğini, tabakta iki elma kaldığında küçüğünü almasından anlayabileceğimi öğrendim.
YAŞ 41: Bir insanın kendine olan güveninin, başarısını büyük oranda belirlediğini öğrendim.
YAŞ 44: Annemin beni görmekten her seferinde sonsuz mutluluk duyduğunu öğrendim.
YAŞ 46: Yalnızca minik bir kart göndererek bile birinin gönlünü aydınlatabileceğimi öğrendim.
YAŞ 49: Herhangi bir işi, yaptığımdan daha iyi yapmaya çalıştığımda, o işin yaratıcılığa dönüştüğünü öğrendim.
YAŞ 50: Sevgi, evde üretilmemişse, başka yerde öğrenmenin çok güç olabileceğini öğrendim.
YAŞ 53: İnsanların bana, izin verdiğim biçimde davrandıklarını öğrendim.
YAŞ 55: Küçük kararları aklımla, büyük kararları ise kalbimle almam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 64: Mutluluğun parfüm gibi olduğunu, kendime bulaştırmadan başkalarına veremeyeceğimi öğrendim.
YAŞ 70: İyi kalpli ve sevecen olmanın, mükemmel olmaktan daha iyi olduğunu öğrendim.
YAŞ 82: Sancılar içinde kıvransam bile başkalarına baş ağrısı olmamam gerektiğini öğrendim.
YAŞ 90: Kiminle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.
YAŞ 95: Öğrenmem gereken daha pek çok şeyler olduğunu öğrendim.
Dün sabaha karşı kendimle konuştum.
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim, kendimle vuruştum.
Özdemir Âsaf (1923-1981)
Bana gelen bir maildi sizlerle de paylaşmak istedim..
Gönderen neseileberaber zaman: Pazartesi, Aralık 29, 2008 2 yorum
Etiketler: Özdemir Asaf, Yaş
Dingonun Ahırı
DİNGONUN AHIRI
Atlı Tramvaylar zamanında, tramvaylar 2 atla çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için azapkapı dan
takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş. Tramvay bu haliyle Taksim e kadar gelir, burada çıkartılan atlar,
bu gün Taksim alanının batı kısmındaki sular idaresi maksemi ile Fransız konsolosluğu arasında bir ahırda
bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak Azapkapı ya götürülürlermiş.
Taksim deki bu ahırı Dingo adlı bir rum vatandaş işletirmiş. Gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı
dilimizdeki '' Burası Dingo' nun ahırı mı giren çıkan belli değil '' sözünün buradan geldiği söylenir.
Gönderen neseileberaber zaman: Pazartesi, Aralık 29, 2008 0 yorum
Etiketler: ahır, at, dingo, genel kültür, şişhane yokuşu, taksim
Cuma, Aralık 26, 2008
Yeniden merhaba
Merhaba arkadaşlar...
Çok uzun zaman oldu buraya birşeyler yazmayalı. Belli olmayan bir neden de dolayı ara vermek bir süre herşeyden uzaklaşmak istedim. Geri dönmeyi düşündüğüm zamanlarda bloglar mahkeme kararı ile kapatıldığını görünce hepten soğudum. Sizleri hep takip ettim ama.yorum bırakamadım hepinizden özür dilerim.
Ayrıca çiceğimden özür dilemek istiyorum sobesini bile cevaplayamamışım.
Dönem dönem hayatımda inişler ve çıkışlar yaşıyorum. Bu seferki inişim oldukça uzun sürdü. Bir rüzgara kapıldım ordan oraya savurdum nerdeyse. Bir nevi iç dünyamla da savaşdım diyebiliriz.
Hayatımda bazı değişiklik yapmam gerektiğini düşündüm, planlar yaptım ve uygulamaya başladım. Afdan yararlanarak öğrenciliğe yeniden başladım (Okumanın yaşı yok dimi (*_*)
iş yerimde var olan süre gelen sorunları maalesef henüz halledebilmiş değilim. İnşallah 2009 hepimize uğurlu gelir de herşey istediğimiz gibi olur.
Yok olduğum dönem de kayde değer çok bişey yapmadım. İş ve ev arasında gidip geldim.
Yani ağustosdan beri hep aynı ben diyebilir. Çok şükür sağlığım yerimde arada gribe yakalansam da iyiyim.
koskoca bir yılı daha geride bırakıyoruz. hepimize sağlık, mutluluk ve başarı getirisin diliyorum. Ayrıca doğum günüm de yaklaştığı için biraz burukluğumda var tabii. her yaşın ayrı bir güzelli var ama ne biliyim 20 li yaşlar daha mı iyiydi ne :)
Aralık son günlerinde kendini göstermeye başladı. Bu gün çok olmamak la beraber kar'ı görmek güzeldi. Biraz daha yağsa da kartopu oynanıp kardan adap yapsak keşke. Oğlum merakla ve sabırla bekliyor. Kardan adam yapacağı günü.
Pazar günü işyerinden bir arkadaşımızın düğünü var. Burdan kendisini bir kez daha tebrik etmek ve mutluluklar dilemek istiyorum. (erkek tarafıyız oynayacağız inş.Alacaz çatır çatır kızı :D) Darısı tüm bekarların başına (AMİN)
Şu anda izlediğim tek dizi atv deki cennetin çocukları birde gülmek için ve yöresel yemekleri öğrenmek adına yemekteyiz programını seyrediyorum oda yemeğin hazırlanma saatine denk geldiği için. Yalnız baktım kendimi eleştirmeye başladım. yok yemek tuzlu olmuş tuzsuz olmuş, sofra da eksik aramaya başladım. Acaba bütün bayanlar benim gibi oldu mu diye de düşünüyorum.
Yalnız bir fincan çayım ve bana eşlik eden siğaram la keyifli keyifli yazmaya çalışken arkada açık olan pencereden esen rüzgar beni kendime getiriyor. Lahana gibi üst üste giyinmiş olamama rağmen hala üşüyor olmam benim salaklığımın bir göstergesidir. İçme şu zıkkımı işte ne var yani ama olmaz. Ben bu gece hasta olmazsam bir daha hiç olmam. beni kimse tutamaz.
Neyse ben artık ufaktan ufaktan kaçayım bite çayımı tazeleyeyim. Ziyaretlerimi yaparak selam bırakayım.
Kalın sağlıcakla ...
Gönderen neseileberaber zaman: Cuma, Aralık 26, 2008 2 yorum