Merhabalar herkese sevgili Betül beni 2 farlı konu ile sobelemiş, fakat ben oldukça cevap
vermek için geciktim. Kusuruma bakma Betül cüğüm ve hemen cevaplara geçiyorum.
1-Blog yazmaya ilk defa ne zaman başladım ?
Bloglarla tanışmam hamilelik dönemine rastlamamaktadır. Sonra benimde sayfam olsun istedim ve 06 Eylül 2007 tarihinde bloggere üye oldum. Daha çok yeni sayılırım şimdi eksiklerimi tamamlamaya çalışıyorum.
2-Blog yazılarımın konusunun belli bir çizgide olması için çaba gösteriyor muyum ? Yoksa içimden geldiği gibi mi yazıyorum ?
Hayır o an içimden ne gelirse onu yazıyor ya da ekliyorum.
3-Bloğuma yazı yazmak için, gün içinde bazı şeylerden feragat ediyor muyum ?
Hayır.. Vakit buldukça blogumla ilgilenmeye çalışıyorum. Çünkü çalışan biri olarak iş yerinde ve ev hanımı + anne olarak ta ev deki işlerimi aksatmak istemiyorum. Ailem her şeyin üstünde gelir. Ama işyerinde çay molalarında yemek saatlerinde ya da çok yoğun olmadığım dönemlerde blogları gezmekten okumaktan büyük zevk alıyorum (yorum bırakamıyorum ama hergün bakıyorum.)
4-Blog yazmak benim için eğlenceli bir uğraşken, şimdi artan bekleyiş yüzünden zorunlu bir hal almaya başladı mı ?
Hayır .Sayfamla ilgilenmek hiçbir zaman zorunlu bir hal olmadı benim için. Benim için hala zevkli bir uğraş. Yeni mesajlar geldikçe mutlu oluyorum sadece anında geri dönüş yapamadığım için üzülüyorum.
5-Blog yazmayı ne kadar sürdüreceğim ?
Zamanını bilmiyorum ama gide bildiği yere kadar gidebilecek. ( Yani inş. Çok uzun yıllar buralardayım.)
******************
HAKKIMDA BİLMEDİĞİNİZ 7 GERÇEK....
1 ) Evimin düzenli ve eşyaların yerli yerinde olmasından aradığım eşyayı yerinde bulmaktan çok büyük haz duyuyorum. Tam tersi olursa evde kıyamet kopartır yatana kadar konuşurdum. Ama oğlum büyün yünce söylenmekte kar etmiyor. Çünkü bütün her şey ben işdeyken yer değiştiriyor.
Şu anda ne nerde inanın tesadüf eseri buluyorum evdeki boş vakitlerimi zaruri işlerimi yaptıktan sonra kalan vaktimi oğlumla geçiriyorum. (geçenlerde yemek yapmak için alacağım tencerenin yanında parfümüm çıktı. Oğluş sıkıyor diye babamız onu yukarıya kaldırmış.) Yani anlayacağınız benim ev şuan da bir taraf kalk gidelim diyor, bir taraf daha erken otur diyor
2 ) Yeni tarifler denemek çok hoşuma gidiyor. Özellikle etsiz yemekler tercihimdir.
Boş vakitlerim de dantel yapmayı da seviyorum beni rahatlatıyor.
3) İstediğim şeyin şartlar elverdiği sürede en kısa sürede yapılmasında ya da verilen sözün yerine getirilmesinden yanayım. Eğer süre uzarsa bütün hevesim kaçıyor. (Örn. Eşimin alcam diye beni oyaladığı dikiş makinesi alımı gibi. Artık alsa da bütün hevesim kaçtı sanırım hiç kullanmam öyle durur.)
4) İnsanların memleketlerine göre yargılanmasından nefret ediyorum. Her memleketin iyisi de var kötüsü de yani memleket seçimini bize bırakmıyorlar biz napalım değil mi?
5) Tekirdağ’ gittiğimizde annemin teyzemlerle sabahlara kadar eskilerden konuşmalarına çocukluğumdan beri bayılıyorum. Bir anlatır bir gülerler bana masal gibi gelir onların yaşadıkları.
6) Alış veriş mağazalarını gezmekten büyük zevk alırım. En çokta mutfak bölümü hoşuma gider.
7) Eşimin ayakkabı ve mont tutkusu beni sinir eder. Ve sanki yokmuş gibi hala alır. İnanın benden çok ayakkabası var…
işte böyle bende sevgili cereni sobeliyorum..
kolay gele…
Pazartesi, Ocak 28, 2008
Sobe Sobe Betül Sobeeee
Gönderen neseileberaber zaman: Pazartesi, Ocak 28, 2008
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Canım, ne güzel anlatmışsın öyle. Evde çocuk olunca o evin düzeni altüst olur bilirim benim yegenlerden. Bende düzen hastasıyım. İlerde evlenip, çocuğum olunca bakalım ne olacak. BEnde alışveriş merkezi gezmeye bayılırım ve bende mutfak eşyalarının bulunduğu reyonlara bayılırım. Ev dekorasyonu benim vazgeçilmezim.
Dediğin gibi verilen sözler geciktimi bir önemi kalmıyor.
Demek eşinin senden çok ayakkabısı var. işte şu erkekler birde bayanlara derler süslüler diye:) Canım benim öptüm seni
canımcığım; Ne güzel çok benzer huylarım var.Bu arada eşim çok süslü değil ama kıyafetine özellikte ayakkabılarına çok dikkat eder. Biraz da çalıştığı yerden kaynaklanıyor bu sanırsam. ya da kendimi öyle avutuyorum
Yorum Gönder